Genel

Pamuk: Çukurova’nın Beyaz Tarihi

Pamuk, ebegümecigiller familyasındandır ve anavatanı Hindistan’dır.

Arkeolojik kanıtlar Hindistan ve Güney Amerika’da birbirinden bağımsız olarak 6000 ila 7000 yıl önce pamuğun değişik türlerinin tarımının yapıldığını ve giyimde kullanıldığını göstermektedir. Eski dünyaya pamuk Hindistan’daki Harappa uygarlığından gelmiştir. Mezopotamya’dan da Eski Mısır’a geçmiştir.

Pamuk, Türkiye’de M.Ö. 330 yılına dek geriye giden uzun bir tarihe sahiptir. Asıl gelişmesi 11. yüzyılda Selçuklu Türkleri, 14. Yüzyılda Osmanlı Türkleri zamanında olmuştur.

İlk çağlardan beri Çukurova’da pamuk yetiştiriciliği yapılmıştır ve 1820’lere kadar ancak yerel gereksinimi karşılayacak düzeyde kalmıştır. Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın isyanı sonucunda, Adana ve çevresine ait yönetim 1833-1840 yılları arasında Mehmet Ali Paşa’ya geçmiştir. Mehmet Ali Paşa’nın gelirken birlikte getirdiği Mısır’ın yerli halkı, Çukurova’da yoğun bir tarım faaliyetine geçerek pamuk ekiminde etkin rol oynamışlardır. 1841 Londra Antlaşması gereğince bölge yeniden Osmanlı Devletine bağlanmıştır. Bölgenin tekrar Osmanlı Devletine bağlanmasından sonra pamuk ekilen arazinin artışını sağlayan en önemli gelişme bataklıkların kurutulması ile kadastro uygulaması olmuştur.

Dünya pamuk üretiminde ilk sırada yer alan Amerika’da 1861’de başlayan iç savaşa bağlı olarak pamuk üretimi azalmıştır ve fiyatlar da yükselmiştir. Bu durum büyük Sanayi Devrimi’ni gerçekleştirerek o zamanın en önemli pamuk alıcısı haline gelen İngiltere’yi hammadde temini anlamında sıkıntıya sokmuştur ve İngiltere yeni tedarikçi arayışına başlamıştır. Çukurova da İngiltere’nin gerek duyduğu pamuğu karşılayacağı yerlerden biri olmuştur. İngiltere’nin pamuk talebiyle birlikte 1862’de pamuk üretimini arttırmak amacıyla saraydan Çukurova’ya çeşitli teşvikler gelmiştir. Bu bağlamda üreticilere belli bir süre boyunca vergi kolaylığı ve pamuk tohumu sağlanmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra tarıma verilen önemden pamuk da payını almıştır.

I.Dünya Savaşı ve ardından işgal yılları, Çukurova’da hem pamuk üretimini hem de ticaretini durma noktasına getirmiştir. İtilaf Devletleriyle Osmanlı Devleti arasında imzalanan 30 Ekim 1918 tarihli Mondoros Mütakeresi’yle birlikte Fransızlar Çukurova’yı işgal etmiştir. İşgallere karşı yapılan kararlı mücadele karşısında Fransa 27 Aralık 1921’de Tarsus’u, 3 Ocak 1922’de Mersin’i ve 5 Ocak 1922’de Adana’yı boşaltarak Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetine devretmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte pamuk alanında yeni bir dönemi başlatan Mustafa Kemal Atatürk, milli bir dokuma sanayisinin oluşturulup bu endüstrinin gerçekleştirilmesi yolunda büyük çaba harcamıştır. İlk aşamada farklı türde pamuk tohumlarının ülkeye getirilip üretim çiftliklerinde denenmesi ardından rekolte düzeyi yüksek ABD kökenli Akala ve Cleveland türlerinin tarımı yaygınlaştırılmaya çalışılmıştır. Pamuk ıslahının  yapılarak  Akala  ve  Cleveland türlerin yaygınlaştırılmasında 1926 yılında Adana’da kurulan pamuk  üretim  çiftlikleri, önemli bir işlevi yerine getirmiştir. Ayrıca pamuk ıslahı, ekim alanlarının artırılması ve maliyet fiyatlarının düşürülmesi konularında gerekli çalışmaların yapılması için Pamuk İşleri Müdürlüğü kurulmuştur. Çukurova pamuk üretimi açısından, Mersin Limanı da üretilen pamuğun uluslararası piyasaya pazarlanması açısından sahip olduğu büyük potansiyeli Cumhuriyet yıllarına taşımıştır.

Bir Cevap Yazın